29 Haziran 2009 Pazartesi

YÜREĞİM YAPRAK DÖKÜMÜNDE


Bahar gelmiş çiçek açmış kime ne? Kime ne kuşların ötüşünden ben hazanı yaşıyorum, yüreğim yaprak dökümünde. Ankara'da benim gibi sessiz sessiz ağlıyor. Arada bir susuyor ve kaptırıyor kendini baharın büyüsüne. Sonra akşam oluyor. İnleyen isyan kokulu akşamlar ve sen en çok akşamları düşüyorsun aklıma. Gecemi seninle geçiriyorum. Bir kuş olup göçesim geliyor yanına...artık her yağmurla bir damla gözyaşı döküyorum gezip dolaştığın bu ankara sokaklarına. sensizliğe alışmaya çalışırken binlerce kat daha artıyor sevgim-iz-

Sen gidince tarifsiz bir hüzün kaplar içimi. Nedensiz biteviye çekilen bir acı saplanır yüreğime kızdırılmış hançer misali. ardından hayal kırıklıklarım başlar ve yitiririm umutlarımı. Ne yapmalı da kurtulmalı bu halden bilinmez. ve daha bir çok bilinmezliğin içine düşerim, Yusufun kuyuya düştüğü gibi. Benim kuyumun yanından da bir kervan geçer mi yada okadar şanslımıyım o da bilinmez. Ya ardımda bıraktığım Yakuplar gözleri dolu dolu...


Kapkaranlık bir dehliz ortasında tam ortasında ben geçmek bilmeyen saatler. Artık hangi zamanı yaşadığımı bilemem işte o andan itibaren geçmişin buğusunda yaşarım. Sen gelince kurtulurum o kuyudan Ama insanoğlu bu doymaz. Kuyudan kurtulduğuma sevinmek yerine ya bir züleyha arar yada sultan olacağım diye tuttururum mısıra...

Acep bilse yokluğunda neler çekerim yine de gidermiydi?????



25 Haziran 2009 Perşembe




Nedensiz bir ağlamak var içimde. Gidenlerin ardından mı yoksa yüreğimde yitirdiklerime dair mi bilmiyorum. Ne yazmak geliyor içimden ne tutunmak hayata sıkıca. Çook bunalım anlar yaşıyorum yüreğim çok sıkkın. Bir halsizlik var umursamazlık ve isteksizlik üzerimde. Ama yine de varım işte zeynebim için.

İki hafta önce iznimi sonlandırdım. yani kuzucum iki haftadır anneanneyle kalıyor ben okula gidince. Çok tuhaf bir duygu onu bırakmak. emin ellerde olduğunu bilse de insan çok özlüyor onu merak etmekten alamıyor kendini. Neyse son bir kaç gün kaldı. 1 eylüle kadar ara vereceğiz ayrılıklara. Ama en azından fazla problem çıkarmıyor. Anneanneye alışkın olmasının karı galiba.

Babamız gideli nerdeyse 3 hafta olacak. Ayrılıklar bu kadar canımı sıkan belkide. Neyse ki geleceğini bilince beklemek de güzel. ayrılıklar olmasa kavuşmanında tadı olmaz herhalde. Gerçi ben vuslatı çok tattım artık uzak olsun benden ayrılık olmasın ki vuslatıda yaşamayalım.

Dedim ya çok bunalım anlar yaşıyorum biraz daha yazsam iyice içim kararacak.
Aşkım gitmeden önce çektiğimiz bir fotoyu eklemek istedim hani çok özledim ya ondan :((


En iyisi meleğimi koynuma alıp miss kokusunda bulmak huzuru. Gecemiz iyi olsun



18 Haziran 2009 Perşembe

GECENİN TENHA KOYLARINDA BİR BAŞIMA

Bir mumun titrek aydınlığında yazıyorum. Camdan toprağın kokusunu duyuyorum, yalnızım gecenin tenha koylarında. Bu gecemi gözyaşlarımla ıslatıyorum. Nice hüzün kokan gecenin ardından gözyaşlarım akıyor yüreğime. Yürerğim daralıyor çaresizliğimle. sevgin özlemin sıcaklığın ve gidişin parçalıyor içimi.Gözlerinin sıcaklığıyla ısınan yüreğim donuyor kuytu bir ankara gecesinde. GEceyi hüzne hüznü geceye katıyorum.Ve satır aralarına sıkıştırıyorum acılarımı sevgimi üçümüzü belki de. Bilinmezliklerin içinde yoğruluyorum yalnızlık bu kadar yakınımdayken. ellerini tutamıyor olmak ne acı gözlerine bakamamak...

bir güneş doğacak belki bu gecenin sabahında ve aydınlığında kaybolacak karanlıklar. Kimbilir o güneşle baraber kavuşuruz hiç ayrılmamak üzere. Kimbilir gecemiz bile aydın olur o zaman. Sen Ankara da yoksun. Sensizliğe alışmak zorunda olmaktan nefret ediyorum.Oysa daha senli dakikaların tadını çıkaramadım. Hani dedin ya doyamadım diye işte bendeDOYAMADIM... Şimdilerde vakit sensizlik vakit sessizlik vakit yalnızlık. zamanın tiktakına takılı kaldım geleceğin bilinmezliği içinde. Ama bekliyorum seni ve hep bekleyeceğim ta kiiii yüreğimin gücümün yettiği yere kadar...

Bir tren kalkar bu gece yüreğimden. ayrılıktan lokomotif peşinde hüzünde vagonlar.Saat gecenin bir yarısı, gün doğumunu beklemez AYRILIKLAR...


10 Haziran 2009 Çarşamba

AYRILIK ATEŞTEN BİR OK

tam yüreğimin ortasında bir yer acıyor. Baba ocağı bile dar geliyor tıpkı vücudumun yüreğime dar geldiği gibi. Ne pırıl pırıl gökyüzü açıyor içimi ne de güneşin sıcağı... Kalabalıkların arasında kaybolmak istiyorum. Tek dayanağım ise küçük meleğim. Onu babasından ayrı büyütmek çok zor olsada onun varlığı bana güç veren. Kimbilir belki onunla çekilir hale geliyor ayrılıklar. Birde vuslatın heyecanı içimi saran. Hani şair diyor ya beklemek güzel şey eğer gelecekse beklenen ... İşte aynen öyle sevdiğimi beklemek de güzel. Yeter ki gelsin o ben beklemeye razıyım.

Kızımla yine anneannedeyiz. Zaten onlar olmasa napardım bilemiyorum. Kızımın ve benim vazgeçilmezlerimiz onlar.Herşey için minnettarım onlara.


1 Haziran 2009 Pazartesi

offf puufff pöööfff

İçim çok sıkkın bu gece. Yüreğim başka yerde ... Yatağında uyuyan melek yüzlüm de yetmiyor moral bulmam için. Kör, sağır, dilsiz, herşeyden bi haber olmak istiyorum uyuyan güzel misali. Hayat istediğim gibi olunca yani oturunca rayına uyanmak. Acaba çok mu şey istiyorum. Mesela gitmesin istiyorum sevdiğim benden uzaklara... Ayrılıklar rafa kalksın bütün sevdiklerim yanımda olsun. Uzaklar yakın olsun ... ve daha buraya yazmayı beceremediklerim.

Şarkıda diyor ya " Hayat hep son sözü söyler ama benim de cümlelerim var"

Son noktayı benim cümlelerim koysun.