17 Kasım 2009 Salı
ancak fırsat bulabildim
Kızım büyüyor tam bir bıcır oldu mesela. Bunları atlamak istemiyorum.
Mesela dün yürümeye başladı tembel kızım. epeyce zamandır kendini deniyordu ama bir kaç adımı geçmiyordu yürümesi. Şimdi arada yürüyor çoğunlukla emeklemeyi seçiyor. Dedim ya tembel işte :))
18 Eylül 2009 Cuma
1'e ramak kaldı
8 Eylül 2009 Salı
ortaya karışık oldu biraz
Hayatım boyunca hep nefret etmişimdir beklemekten, ömrünün geri kalanındaki bekleyişlerden bi haber... Sanırım hep insana en zor gelenler yaşadıkları. Kaldıramam dedikleri. Oysa yaşayınca kabullenmek zorunda kalıyorsun hoş başka bir alternatifin de yok ya...
zeynebime gelince o hızla büyüyor. Dişlerini hala çıkaramadan. İki dişli canavar olarak kaldı. Allahtan salyalı geçirmiyoruz bu diş dönemlerini. Tam iştahımız açıldı ohhh beeee :))) derken yine nerelere gitti bu iştah.Dişler tam olarak tamamlanana kadar gelgitlerde olacak sanırım iştahımız.
Çalışan annelerin ortak yanı sanırım çocuklarıyla birlikte olamadıkları her zaman dilimi için, özür mahiyetinde oyuncaklara boğmak çocuklarını. Belki yanlış ama insan kendine engel olamıyor. Allah'tan kızım oyuncakla oynamayı seviyor da kendimi rahatlatıyorum bu düşünceyle.Aslında biliyorum ki ;Onunla kaliteli vakit geçirmek esas olan. Az da olsa var olan zamanı onun için en iyi şekilde doldurabilmek. Umarım düşündüklerimi yaşama geçirmekte zorluk çekmem.
Bir de merak ettiğim Zeynep dile gelse neler söylerdi acaba bana. Eleştirip kızarmıydı yoksa canım annem sen çok iyi bir annesin dermiydi. Aslında merak ettiğim gerçek şey ben mutluyum sen merak etme cümlesini koparabilirmiydik ağzından. Biliyorum saçma ama ben bütün bunları düşünüyorum. Hatta itiraf etmeliyim ki bundan daha fazlasını ve daha saçmasını :))Bilmem ki bütün kadınlar mı anne olunca kendini böyle psikopata bağlar yoksa ben miyim abartan. Belki ruhumun çok sıkkın oluşu beni iyice yoran.Napalım canım ben de böyleyim. seven böyle kabul etsin ama değil mi?
Çooookkk uykum var çooookkkk. İstediğim saatte kalkmak istiyorum. Gece uyanmamak deliksiz uyumak, dinlenmiş ve mutlu olarak uyanmak, Birde zeynebin çok yemek yemesini istiyorum,hasta olmamasını istiyorum, ben işe gidince uslu uslu beni beklemesini istiyorum. canım kocacım ve abimler artık gelsin istiyorum,Ahmetim ankaraya gelmeye ikna olsun istiyorum, ablalarım için herşey güzel olsun istiyorum(buraya yazamıyorum o isteklerimi) allah annemle babamı başımızdan eksik etmesin istiyorum, Mutluluk istiyorum huzur istiyorum, istiyorum istiyorum istiyorum... Daha çooook şeyler istiyorum. Ama boşuna dememişler ''vermeyi istemeseydi istemeyi vermezdi'' diye. Ben isteyimde...
Çok ve boş mu konuştum (pardon yazdım demeliyim) Neyse işte yaaaa normal karşılayın bu aralar
2 Eylül 2009 Çarşamba
suçluyum..
Suçluyum hem de çoooook... Küçücükken seni bırakıp işe gitmek zorunda kaldığım için suçluyum. Kimbilir belki sana yetemediğim için sonra seni öyle evde boynu bükük bırakıp bensiz bıraktığım için. Yani suçluyum ve suçumun cezası neyse razıyım:((((
28 Ağustos 2009 Cuma
16 Ağustos 2009 Pazar
Hasretten fırsat kalmadı galiba :))
13 Ağustos 2009 Perşembe
yine gitti
Yine gitti. Giderken de yüreğimide götürdü. Sonre gülüşlerimi mutluluğu belkide. Bir garip hüzün kaldı ondan geriye yüreğimde. Bir de kuzucum yavrucum ondan emanet. Ve yine hasret, yüreğimin kaldıramayacağı kadar ağır.
14 Temmuz 2009 Salı
kalemim tutuk
Bu arada zeynoşum da büyüdü. Çok çabuk çıkardığımız alt dişlerden sonra üst dişlerin inatçılığı bizi yordu. Bu arada kızım yeni yeni şeyler öğrendi. Ama halaaaa emekleyemiyo. Hiç kendini zorlamaya niyeti yok.Ama olsun ben onu kucağımda taşırım.
Yarın ayrılık vakti dededen anneanneden. bakalım bu sefer nasıl adapte olacak kızım. geçen sefer 1 hafta uyumamıştık. neyseki babamız gelince izinde olacak mesai yaparlar kızıyla :)))
Nedense içimden yazmak gelmiyor. Duygularımı sıraya koyamıyorum kalemim tutuk tıpkı yüreğim gibi.
29 Haziran 2009 Pazartesi
YÜREĞİM YAPRAK DÖKÜMÜNDE
Sen gidince tarifsiz bir hüzün kaplar içimi. Nedensiz biteviye çekilen bir acı saplanır yüreğime kızdırılmış hançer misali. ardından hayal kırıklıklarım başlar ve yitiririm umutlarımı. Ne yapmalı da kurtulmalı bu halden bilinmez. ve daha bir çok bilinmezliğin içine düşerim, Yusufun kuyuya düştüğü gibi. Benim kuyumun yanından da bir kervan geçer mi yada okadar şanslımıyım o da bilinmez. Ya ardımda bıraktığım Yakuplar gözleri dolu dolu...
Acep bilse yokluğunda neler çekerim yine de gidermiydi?????
25 Haziran 2009 Perşembe
18 Haziran 2009 Perşembe
GECENİN TENHA KOYLARINDA BİR BAŞIMA
bir güneş doğacak belki bu gecenin sabahında ve aydınlığında kaybolacak karanlıklar. Kimbilir o güneşle baraber kavuşuruz hiç ayrılmamak üzere. Kimbilir gecemiz bile aydın olur o zaman. Sen Ankara da yoksun. Sensizliğe alışmak zorunda olmaktan nefret ediyorum.Oysa daha senli dakikaların tadını çıkaramadım. Hani dedin ya doyamadım diye işte bendeDOYAMADIM... Şimdilerde vakit sensizlik vakit sessizlik vakit yalnızlık. zamanın tiktakına takılı kaldım geleceğin bilinmezliği içinde. Ama bekliyorum seni ve hep bekleyeceğim ta kiiii yüreğimin gücümün yettiği yere kadar...
Bir tren kalkar bu gece yüreğimden. ayrılıktan lokomotif peşinde hüzünde vagonlar.Saat gecenin bir yarısı, gün doğumunu beklemez AYRILIKLAR...
10 Haziran 2009 Çarşamba
AYRILIK ATEŞTEN BİR OK
Kızımla yine anneannedeyiz. Zaten onlar olmasa napardım bilemiyorum. Kızımın ve benim vazgeçilmezlerimiz onlar.Herşey için minnettarım onlara.
1 Haziran 2009 Pazartesi
offf puufff pöööfff
İçim çok sıkkın bu gece. Yüreğim başka yerde ... Yatağında uyuyan melek yüzlüm de yetmiyor moral bulmam için. Kör, sağır, dilsiz, herşeyden bi haber olmak istiyorum uyuyan güzel misali. Hayat istediğim gibi olunca yani oturunca rayına uyanmak. Acaba çok mu şey istiyorum. Mesela gitmesin istiyorum sevdiğim benden uzaklara... Ayrılıklar rafa kalksın bütün sevdiklerim yanımda olsun. Uzaklar yakın olsun ... ve daha buraya yazmayı beceremediklerim.
Şarkıda diyor ya " Hayat hep son sözü söyler ama benim de cümlelerim var"
Son noktayı benim cümlelerim koysun.
24 Mayıs 2009 Pazar
SEN SEN SEN
Emzirdim, altını değiştirdim, karnını doyurdum, üstünü giydirdim, banyonu yaptırdım,öptüm-kokladım, oynadım-sevdim, ağladı susturdum, güldü sevindim, hasta oldu üzüldüm... derken büyüttüm. Büyütürken de büyüdüm. Hiç büyümem dediğim ben bile büyüdüm. Büyürken erteledim hüzünleri. Bir köşeye ittim zevklerimi...Yarınlara sakladım düşlerimi. Amaaa seni büyüttüm.
21 Mayıs 2009 Perşembe
kızım dile geldi bab-ba bab-ba
Ancak fırsat bulabildim yazmaya. Dolu dolu geçiyor günler. Aşkım kızım ve ben ayrı kaldığımız günlerin acısını çıkarıyoruz. Pazar günü pikniğe gittik. çok keyifli geçti. Kızım açık havanın ve güneşin tadını çıkardı. salıncakta sallandı köfte yedi.... Bizim içinde pek güzel oldu.
19 mayıs tatilini de değerlendirmeye karar verdik. Gölcük planları yaparken son bi değişiklikle kurtboğazı barajında karar kıldık. Ablamlar annemler hep birlikte çok güzel vakit geçirdik. Kızım hiç üzmedi bizi. Hamak keyfi yaptı booool bol. Tabii anneside.
Ama en ilginci dün kızımın bütün gün bab-ba bab-ba diye dillenmesiydi. Aslında önce kıskandım en çok emeği ben verdiğime göre en çok ben hakediyorum dedim. Ama sonra hoşuma gitti bu kadar kısa zamanda babaya bu kadar alışması. Sonra el sallayıp baa baaaaa demeye başladı. Şimdi kapıya gidince el sallıyor ve baaa baaaaaa diye bağırıyor. Eeee annesi sever gezmeyi. O da alıştı gezmelere. Neyseki yaz geldi kimse tutamaz bizi :)))
14 Mayıs 2009 Perşembe
pınar reklamı
dün yine uykum kaçtı... Kızımı emzirdikten sonra nette takılıyım dedim. Veee son zamanlarda gözlerim dolu dolu izlediğim pınar reklamı geldi aklıma. annem kızım ve ben aynı filmde buluştuk fena da olmadı hani. paylaşmak istedim herkesle...
http://www.pinarcocuk.com.tr/index.php?id=26a468ededb15b85ca1e561c3f59bb66
bu bağlantı adresi.
içimden yazmak gelimio bugün.Sadece paylaşmak istedim
11 Mayıs 2009 Pazartesi
ANNELER GÜNÜ
Anneler günü...
Anneyim yaşasın bende anneyim. Ve bu ilk anneler günüm. Benimde anneler günümü kutlayacak annem diye boynuma sarılacak bi kızım var artık. Anne sözü o tek kelime bile yüreğimi sızlatan öyle derin bi anlamdayken şimdi daha da anlam kazandı daha da bi değerlendi sanki. Anne olunca annenin kıymeti daha iyi anlaşılır derler ya hani gerçekten de öyle.
Anne olunca insan daha da bi büyüyor sanki evladını büyütürken. Aslında sadece anneler değil öğreten eğiten bende çok şey öğrendim zeynebimle. Onunla hep dimdik durmayı öğrendim mesela. Sonra hasta da olsam canım istemese de işim de olsa her anı onunla geçirmeyi istenecek kadar çok sevilen bir varlık olduğunu öğrendim evladın. Evet uzun ve çok yorucu bir yolculuk evlat yetiştirmek ama uğrunda canını verebilecek kadar da değerli.
Bir de tek bakışta aşık olmak anne olmak. Kuzey rüzgarı da esse fırtınalar da kopsa sığanacağı tek liman olmak birinin, her gözlerini kapadığımda tüm dileklerin onun için olması, fedakar olmak sabırlı olmak ve daha nicesi.
Bir de annem var tabii. Gerçekten fedakar . Her zor zamanımızda yanımızda olan sadece beni büyütmekle yetinmeyip kızımı da aynı sabır ve sevgiyle büyüten emek veren bi anne. ANNEM anneler günün kutlu olsun. Allah seni başımızdan ayırmasın. Seni çok seviyorum canım annem.
Umarım kızım benim yaşıma geldiğinde ben de aynı sözleri ondan duyabilirim. Seni çok seviyorum ZEYNEBİM. İyiki dünyama geldin sayende anneler günü daha bi anlamlı.
4 Mayıs 2009 Pazartesi
GEZMELERDEYİZ
Güzel bir bahar sabahına uyandık... Güzel ankara havası bizi dışarıya davet ediyordu adeta.Babamız sınavdan gelince güzel bi teklif getirdi bize. Eymir gölüne yürüyüş yapmaya gittik. Bağ evinde yemek yedik. Güzel bi gün oldu bizim için. Aslında kızımın da temiz hava ve güneşten faydalanmasını istedik ama o uyuyarak anne babayı başbaşa bırakmayı tercih etti. Hani fena da olmadı aslında. Çiçekler açmış dallar yeşile boyanmış ve bahar gelmiş aslında da haberimiz yokmuş. Ruhum dinlendi bu kısa yürüyüşle.
Ve bu güzel günün ardından bugün çok fena hastayım. Ve kızım dinlenmeme izin vermiyor.
Sanırım şimdi dinlenmenin tam zamanı. zaten içimden yazmak da gelmiyor.
2 Mayıs 2009 Cumartesi
MİSAFİRİMİZ VAR
Uzun ve yorucu geçen bir gecenin ardından bu sabah misafirlerimiz vardı. Kızım sabaha kadar annesinin kucağında uyumak lüksünü seçince anneyi de zor bir gece bekledi haliyle... Sonra babasının deyimiyle sabah 6-8 mesaisi yaptılar kızım ve babası... Sonra kahvaltı falan derken misafirlerimiz geldi. Doğrusu Zeynep bu işe çok sevindi. sevinçle kollarını çırpıp dededen teyzeye anneanneden dayıya kuzenlere kucaktan kucağa gezdi. Tabii dedeyle nimet teyzenin yeri bi başka kuzucum için.
Kalabalık bi sofrada keyifli bi yemek yedik. Şimdi de misafirlerimizi yolcu ettik. Kızım da uyudu ben de bu arada kızımın sayfasını zenginleştiriyorum.
Yarın baba sabah erkenden sınava gidecek sanırım 6-8 mesaisini birlikte yapmak zorundayız. Öyleyse uyku zamanı benim için.
Dinlenmeye çooooooookkk ihtiyacım var.
İYİ GECELER KUZUCUM
1 Mayıs 2009 Cuma
SONUNDA KIZIMIN BLOGU VAR...
Tamamen tesadüf aslında hiç tanımadığım birinden gelen bir maildeki linkten esinlendim. hani fena da olmadı aslında. Uykusuzluk çektiğim bi gece de pek de güzl bi uğraş oldu bana.
Burdan tüm sevdiklerimize ulaşabiliriz kuzucumla. Facebooktan daha iyi sanırım :))
Buda kzımın blogu için ilk yazım...Kuzucum için tuttuğum günlükten sonra buda güzel bir anı ona bırakabileceğim.
Seni çok seviyorum küçük prensesim...